Kolik ağrılarının bebeğin  beslenmesi ile bir ilgisi var mıdır?
Halk arasında gaz  sancısı olarak bilinen kolik, bebeklerde olduk*ça  yaygındır. Kolik,  bebeğin nedensiz olarak çok şiddetli bir şekilde  ağlamasıdır. Nedeni  açıklanamayan şiddetli ağlamalar genellik*le  doğumdan iki hafta sonra  başlayıp, gün içinde aynı saatlerde görülür.  Kolik günde ortalama üç  saat sürer, ikinci veya üçüncü ayda da  kendiliğinden ortadan kaybolur.
Kolikte,  bebeğin ağlarken vücudunun kaskatı olması, ellerini sımsıkı  bir şekilde  yumruk yaparak bacaklarını karnına doğru çekmesi ve bu  esnada yüzünü  buruşturması bebeğin ağrısı oldu*ğu izlenimini verir. Bu  nedenle de  koliğin genellikle mide-bağır-sak probleminden  kaynaklandığına inanılır.  Bebeğin emerken ha*va yutması, gazını  çıkaramaması gibi nedenlerin  bebekte gaz sancısına neden olduğu kolikle  ilgili en yaygın inanıştır.  Bu elbet*te yararlı bir akıl yürütmedir;  ancak tek başına koliğin  nedenini açıklamaz.
Sağlıklı bebeklerde görülen kolik sadece  şiddetli ağlamalardan ibaret  değildir. Koliği olan bebeklerin pek  çoğunun hem uyku dü*zenlerinin  bozuk olması hem de sürekli olarak  uyanmaları koliğin sadece gaz  sancısından ibaret olmadığını gösterir. Bu  bebeklerin gün içindeki  uykuları kısa ve düzensiz, gece uykuları da  huzur*suzdur. Gün içinde ve  geceleri sık sık ağlayan bebekler uyku ile  uyanma arasındaki geçişte  de ağlarlar. Bebeğin şiddetli ağlamala*rı onun  mizaç özellikleriyle  ilgili olabilir, lakin rahat soluk alıp  ve*rememesi gibi fiziksel  sorunlardan da kaynaklanabilir. Olası bü*tün  fiziksel sorunlar elendiği  halde kolik devam ediyorsa başta an*ne-bebek  ilişkisi üzerine  düşünülmesi gerekir. Sözgelimi, bebeğin nasıl bir  pozisyonda  doyurulduğu, annenin bebeğini emzirirkenki duygu durumu çok  önemlidir.  Kaygılı ya da gergin bir annenin be*beğini kucağında tutması  ile görece  olarak daha huzurlu bir anne*nin bebeğini kucağında tutması  aynı  değildir. Eğer anne bebeğini emzirirken gerginse bu durum bebeğin   emerken rahatsız bir po*zisyonda olmasına kendisini annesinin kollarına   rahatça bıraka maniasına, dolayısıyla da aldığı besini iyi   sindirememesine neden olabilir. Annesi ile olan ilişkisinde kendini   güvende hissetmeyen bir bebeğin annesinden kendisini çekmeye çalışarak   çok hızlı bir şekilde emmesi beslenirken çokça hava yutmasına neden   olabilir.
1962 yılında Provence ve Lipton, bakımevinde kalan  bebekler üzerinde  beş yıl süren bir çalışma yapmışlardır. Bu çalışma  sonun*da  bakımevindeki bebeklerde koliğin çok az görüldüğü  saptanmış*tır. Bu da  koliğin başlıca nedeninin sorunlu ebeveyn-bebek  ilişkisi olabilceği  hipotezini güçlendirmektedir. Başka bir deyişle  ebeveyn-bebek  ilişkisinin olmadığı yerde kolik ya hiç yoktur ya da çok  az  görülmektedir. Elbette koliğin görülmüyor olması bebeklerin ruhsal   anlamda daha sağlıklı olduklarını göstermez. Orada da bebeklerin   depresyonda oldukları düşünülebilir. Bu araştırma sonuçlan, anne baba   ile bebek arasındaki ilişkinin niteliği ile kolik arasındaki   bağ*lantıdır. Bebeğin sorunlarının nedeninin organik olmadığı   durum*larda mutlaka aile içi ilişkilerin dikkate alınması gerekir.
Kolikte  bebeğin karın bölgesine saat yönünde yapılan masajın yanı sıra  etkili  olan bir başka yöntem de bebeğinizi kollarınızla kavrayarak  göğsünüze  yatırmaktır. Anne ya da babanın bebeğini göğsüne yatırma  yönteminin  bebeği rahatlatmasının en önemli ne*deni bebeğin fiziksel  olduğu kadar  duygusal olarak da kavrandı*ğını deneyimliyor olmasıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
*********************
Bebek Bakımı - Bebek Beslenmesi - Bebek Sağlığı Hamilelik - Tüp Bebek - Doğum -- Çocuk Eğitimi çocuk gelisimi, Çocuk Psikolojisi